31 Ocak 2014 Cuma

Loreal Elseve Nem Kolajen 48 Saat Etkili Nemlendirici Bakım Kremi





Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba. 
Sağ tarafta gördüğünüz resmin çirkin olmasının tek sebebi duşta kalmaktan oluşan inatçı su lekeleri. 
Zira uzun zamandır benimle. Bu saç kremini aldığımda açıkçası reklamları daha dönmüyordu. 
Her zamankinden farklı olsun deyip bunu seçmiştim. 
İnce telli fakat tüleren saçlarım var. 
Eee iddia da tam benim bu sıkıntıma yönelikti. 
Bir umut başladım kullanmaya. 
Değerlendirmeye başlayalım.






Bu bakım kreminin etkisini görmek kolay olacaktı çünkü kırıkları onarır gibi uzun kullanımla etkisi görülecek vaatleri yoktu. Tek olayı kısaca saçı sakinleştirmek. Vaatlerini görmek için arkadan da pozladık ablayı.


1.48 SAAT* NEMLENDİRME

Elseve Nem Kolajen’in özel formülü 48 saat* boyunca nemi saça hapseder ve saçı ağırlaştırmaz. Kökten uca nemlendirir.

2.İNATÇI ELEKTRİKLENMELERE SON
Saçlar elektriklenmeden, kabarmadan pürüzsüzleşir. Saçlarınız göz alıcı şekilde parlarken, ipeksi yumuşaklığını hissedersiniz.

KANITLANMIŞ SONUÇLAR:

48 SAAT* AĞIRLAŞTIRMADAN NEMLENDİRME ELEKTRİKLENMEYEN, KABARMAYAN, PARLAK VE İPEKSİ SAÇLAR.


Benim saçım öyle delicesine yıpranmış bir saç değil. Gayet sağlıklı olmasına rağmen engel olamadığım bir elektriklenme sıkıntısı var. Saçı kestirmekle geçen bir durumda değil. Her neyse bununla yaşamak zorundayım her türlü :/
Kolajen etkili bu kremin diğer saç kremlerinden hiç bir farkı yok ! Baya bildiğimiz standart bir saç kremi kendisi. Saçımın kulak hizasından başlayarak uçlara kadar uyguladım. Saçta bir ağırlaştırma yapmadı evet ama nemlendirme namına da saç uçlarımda ekstra bir yumuşaklık hissetmedim. Elektriklenme namına da bir değişiklik söz konusu değil. Üstelik diğer muadillerine göre daha fazla miktarda ürün kullanmak zorunda kaldım. İstediğim sonucu alamayınca da banyoda öylece beklemeye attım kendisini. Arada kullanıyorum ama tamamen bitirmek amaçlı. İğrenç,kötü bir saç kremi diyemem ama vaat ettiklerini karşılayamayan bir ürün benim için çöpe atılmış para demek. Kullanmak için hevesim kaçıyor,elim çok nadir gidiyor.

Velhasılı kelam vaatlerini karşılamayan,sıradan bir saç kremi oldu bu ürün benim için. Bu arada daha düzgün bir fotoğraf koymak için sitesine bakarken şişesinin değiştiğini gördüm. Raflarda bakarken bu halini görürseniz bir şaşkınlık olmasın diye bu fotoğrafı da ekledim.

Hoşçakalın...

24 Ocak 2014 Cuma

Yanlıştan doğruyu ummak

Merhaba,
Bir kaç gündür yazamıyorum sebebi ise ameliyat geçirmiş olmam. Kendimi halsiz hissedişim hatta hissiz hissetmekten ötürü bilgisayarı bile elime almak istemedim. Geçirdiğim operasyon saatlerce süren bir beyin ameliyatı değildi ama sonuçta o ameliyat önlüğünü giyip sırayı beklemeniz bile kalp krizi sebebi olabiliyor. Operasyon bu her an her şey olabilir. İşte bir kez daha gördüm ki aile çok başka bir şey. Bu ameliyatımı pek çok kişinin aksine ilan etme gereğini duymadım. Malum şimdi sosyal medyadan kolundaki serumunu fotoğrafını çekip "hastanede yatmaca :( " diye paylaşan pek çok kavas mevcut. Ha desem ki ben ameliyat olacağım ey ahali bir kaç kişi o da internet üzerinden "ayyy geçmiş olsun cnm :( " şeklinde teselli mesajları yollardı. Ve ben bu samimiyetten son derece uzak cümleleri duymaktansa ya da özelimi afişe etmektense bu gizliliği tercih ederim.

Zaman geçtikçe insanlar büyük bir hızla yozlaştı. Eskileri düşünüyorum pek çok zaman. İnsanların daha temiz ve net olduğu zamanları. İyiysen iyi ,kötüysen kötüydün açık ve net. Yüzüne gülüp,arkandan bin bir fitne düşünen kişiler bu kadar çok değildi. Her neyse konuyu pek dağıttım.

İnsana yalnız olduğu gerçeği böyle kötü günlerde daha bir beter vuruyor. Düşündüm ailem olmasa ben orada acı çekerken başımda kim olacaktı. Burnum kanarken bana peçete tutan, saatlerce susuz kalmaktan mütevellit dudaklarım yara olmasın diye dudaklarımı nemli bezle ıslatan , başım dönerken koluna tutunduğum kişi olmasa ben nasıl kendimi toparlardım. Bunlar oldukça basit örnekler ama işte ne bileyim... Toparlayamıyorum halen kelimelerimi.

Üzerinde ameliyat önlüğüyle çırılçıplak vücudun ve sedyede eline tutuşturulmuş dosyanla ilerlerken acaba iyi bir doktora denk gelir miyim,sağ salim çıkabilir miyim soruları beynini kemirirken, aslında korkudan titreyen vücudunu üşüdüm de titriyorum sanırken ,kolunda isminin,doğum tarihinin yazdığı bilekliği taşırken aklına morglardaki sadece protokol no.'dan ibaret insanların olduğu film sahneleri çağırışırken, senin gibi sedyede sırasını bekleyen çaresiz acı çeken gözlerle karşılaşırken daha bir diplerde oluyor insan,daha bir yalnızlaşıyor.

Bazı insanlar vardır bilirsiniz ki samimiyetten çok uzak,sadece anlık size sülük gibi yapışıp enerjinizi emdikten sonra hiç bir şey yokmuş gibi yoluna devam ederler. Hep kendilerini anlatırlar,hep kendi önemsiz sorunlarını. Hani bir söz vardır "kedi şeyini görmüş yara sanmış misali" hep kendi dertleri en büyük sıkıntılarıdır. Ola ki siz bir derdinizi anlatmaya başladınız hopp hemen olayı ne yapıp edip kendilerine bağlar yine kendilerini anlatır. Deseniz ki kaza geçirdim kolum,bacağım koptu ailemin üstüne gök taşı düştü,radyasyona maruz kaldığım için 2.kafam çıktı onlar napar eder "ayy eylül benim de sivilcem çıkmak üzere biliyor musun :(" 'a bağlar. Al boğ bunu ya da saçlarından tutup yerden yere çal gerçi yine bir halt olmaz bunlara. Hayatlarında hiç gerçek felaket yaşamadıkları için kendi önemsiz sorunlarını histerikleriyle enerjinizi emer.

Bu tiplerin ameliyatınla ne alakası var derseniz var işte. Her gün saatlerce konuştuğunuz bu tipe ameliyat gününüzü söylediğiniz halde aramaya bırak aramayı mesaj çekmeye bile zahmet etmez. Facebook var ya canım o ne güne duruyor? İki satır ay nerelerdesin der ve yine başlar kendini anlatmaya. Zönk!!! yani cidden zönk. Ben canımla cebelleşip peçete peçete burnumdan saatlerce kan dökerken senin s.ktiri boktan cümlelerini duymak isteyeceğimi mi sanıyorsun.  İnsanları kırmamak adına artık gerçekten idare etmekten bıktığım evreleri geçtim sanırdım ama yetti artık bu son damla. Bencilce hep kendini düşünüp,içten içe size fesatlanan,bitmeyen çenesiyle enerjinizi emen tiplerden kurtulun. Yoksa bir zaman sonra iyi niyetinizin kurbanı olarak yıprandığınızı göreceksiniz.

Bu da böyle karışık bir yazı olsun. Dağınık cümlelerle dolu ama satır aralarında kibarlaşmamayı öğrenemeyen 25+ yaşında olup halen saflık eden birinin kızgınlığı da var. Ben arkadaş seçmeyi öğrenemedim hep bu yaşıma kadar aslında kötü gerçekleri göz ardı edip iyiye çektim hep olup bitenleri. Kısacası yanlışlardan doğruyu ummuşum bilerek ya da bilmeyerek. Bilmiyorum bu yaştan sonra "gerçek dost" bulmaya ömrüm yeter mi ama ben hayatımda samimiyetsizce davranan tiplerle bırak ahbap olmayı onlarla konuşmaya bile tiksinir oldum.

Hoşçakalın ...

20 Ocak 2014 Pazartesi

Bioderma Sensibio H2O




                                  Merhaba,

Azcık blog takip ediyorsanız bilirsiniz ki bu arkadaşı yazmayanı dövüyorlar. Bioderma'sız blogger olamaz ! Ama resimde gördüğünüz üzere bu hepsinden farklı. Almanya'dan kaynımgiller getirdi Türkiye'de ilk yani. İlk kez benim blogumda herkese fark attım nanik :p
Evet sadece neon uyguladım yoksa gayet bildiğimiz bioderma kendisi az geyik yapayım dedim,sıkıntıdan imha edebilirim her an kendimi.










Gözünüzü yormaması açısından normal fotoğrafı da koyayım sağ tarafa. Bu ürünü bilmekle beraber çok sık makyaj yapmadığım için açıkçası içimden almak gelmedi. Sonuçta kampanyalı almazsanız çok da uygun bir fiyatta satışa sunulmuyor. Gerçi şimdi pek çok online eczane sitesi var,kampanyalar genelde oluyor. Akne tedavisine başlamamla beraber doktorum bütün temizleyicileri yasakladı. Sadece su ve bioderma sensibio h2o ile hayatıma devam etmeye başladım. Cildimde sonuçta fazladan sebum var ve suyla yağı temizleyemezsiniz. Sabahları yüzümü bunla temizleyip sonra da suyla yıkadım ve halen de bu rutine devam ediyorum. İnanın temizleyici kullanmayı özledim. Verdiği his son derece güzel. Cildinizi temizlediğini hissediyorsunuz. Bunu pamukta da göreceksiniz zaten.Maalesef akne sorunumun yanı sıra seboreik dermatit gibi dermansız bir derdim daha var. Bazen öyle bir kuruluk yaratıyor ki bu illet suyun değmesi bile cildinizi acıtıyor özellikle ağız kenarımda bu olayı yaşadım. İşte suyun bile acıttığı tenime bioderma sensibio h2o değdirdiğimde en ufak bir acı ya da rahatsız edici bir his yaşamadım. 



Eğer makyaj yaptıysam öncelikle makyaj temizleme mendiliyle şöyle bir temizliyorum ama asla hiç bir makyaj temizleme mendiline tamamen güvenmiyorum. Daha sonra bioderma ile pamuk temiz çıkana kadar siliyorum. En son olarak cilt doktorumun verdiği sadece akşamları kullandığım bir solüsyonla yüzümü silip suyla duruluyorum ve cilt temizliğim böylece bitiyor.

Yan tarafta 500 ml ile 250 ml bioderma sensibio h2o'ları  yan yana askerlik hatırası çektirirken görüyoruz. Ürünü açtıktan sonra 12 ay içinde bitirmeniz gerekiyor ki benim kullanma hızımla biter. Göz makyajı temizleme konusuna gelirsek o konuda başarısız buluyorum. Ancak hafifçe sürülmüş 1 kat rimel,far ya da waterproof olmayan göz kalemli makyajları temizleyebilir. Ben çift fazlı temizleyicilerin bıraktığı o yağlı hissi temizlemek amacıyla son dokunuşu bununla yapıyorum.

Sonuç itibariyle memnun olduğum ve almaya devam edeceğim bir ürün. Tonik olarak kullanabileceğiniz bu ürünle hafif göz makyajlarınızı da temizleyip yüzünüzde pammik gibi bir his bırakabilirisiniz.

Hoşçakalın...







19 Ocak 2014 Pazar

Olay Active Hydrating Yağlı/Karma Ciltler İçin Nemlendirici Jel

Merhaba kendim,

Evet bugünkü konuğumuz sağ tarafta flaşıyla gözümüzü alan Olay jel nemlendirici. Pek çok karma ve yağlı ciltli vatandaşların düştüğü bir hata var "benim cildim zaten yağlı o yüzden nemlendiriciye ihtiyacı yok". Bu tamamen sizin hüsnü kuruntunuz ey ahali. Nem demek su demek olayın yağla hiç ilgisi yok. Olayın yağla ilgisi tamamen sizin kullanacağınız ürünün içeriğine bağlı. Eğer karma/yağlı bir cildiniz varsa su bazlı nemlendirici kullanmanız gerekir. Çünkü diğer nemlendiriciler içinde yağlı fazı daha fazla bulundurduğundan yağlı cildinizi daha da yağlandırıp güneş gibi parlamanıza sebep olur.

 
Peki olay bu ürünle ilgili neler demiş;

 - %100 renksiz,parfümsüz ve yağsız.
 - Karma ve yağlı ciltler için hazırlanmış hafif jel formülü içeriğinde B5 ve özel bileşenler sayesinde cilt dokusunu düzgünleştirir.
 -Cilt yüzeyinin pürüzsüz,yumuşak ve esnek olmasını sağlar.

Evet kokusu olmayan,şeffaf bir ürün. Kokuya hassasiyeti olanlar için iyi bir haber bu. Daha önce jel ürün kullanmayanların ise bu ürüne alışmaları zaman alacak. Ama su bazlı nemlendiricilerin genelde yarattığı his "suratınızı ıslatan bir şey sürüyorsunuz ve kısa bir sürede o ıslaklık kuruyor" gibi. Hiç öyle standart bir nemlendirici gibi kremi yayıp cildime yedireyim hissi olmuyor. İnsan şöyle katısından bir krem olsa da sürsek der mi dermiş efendim. Göz kremimde ki o katı hisse bayılıyorum sırf bu özlemden :) 


Cilt dokusunu düzgünleştirir, pürüzsüzleştirir iddiasına ise katılmıyorum bende böyle bir etki yaratmadı.

Genel olarak toparlarsak karma cildime bu jel ürün gün içinde gerekli nemi sağlıyor. Zaman zaman seboreik kabusumdan dolayı bölgesel aşırı kuruluklar yaşıyorum. Onun çözümü de zaten sıradan bir nemlendiriciyle sağlanamıyor ne yazık ki. Açılmamış bir kutum daha var ama bu üründen sıkıldım başka bir ürün kullanmak istiyorum o bir süre daha yedekte duracak. Eğer sizin bildiğiniz karma ciltler için iyidir bu bacım diyeceğiniz ürün varsa yorumlarınızı bekliyorum ve karma/yağlı ciltler için uygun fiyatlı iyi bir ürün arayanlara bu ürünü öneriyorum.

Hoşçakalın ...


                                                      

18 Ocak 2014 Cumartesi

Nivea Visage Çift Etkili Göz Makyaj Temizleyicisi

Selamün hello ey ahali. Her gün 1 yeni yazı düsturuyla yine beraberiz. Bugünkü mevzumuz Nivea'nın ekstra kalıcı maskarayı bile çıkardığını iddia eden ürünü. Kendisi benim ilk çift fazlı göz makyajı temizleyicimdi. Bakalım nasıl bir geçmişimiz olmuş.
İlk başlarda anlaşamadığımız ,nefret ettiğim bir temizleyiciydi kendileri hatta google amcaya danıştığımda benzer yorumları da gördüm. Öncelikle gözümü ve göz çevremi fazlasıyla yakıp,uzun bir süre puslu görmeme vesile olup gözlerimden yaşlar akıtmıştı. Bende başlarım böyle aşkın ızdırabına deyip başka ürünlere yelken açmıştım. Fakat sonra ne oldu bilinmez gözlerim öncekiyle aynı reaksiyonu vermemeye başladı. Dönemlikti o durum diyemem çünkü diğer temizleyici ile böyle bir sorun yaşamadık. Her neyse mutlu mesut günlerimiz vardı artık bizim,daha fazla sorgulamadım.

Sevdiğim yanlarıyla startımızı verelim. Öncelikle diğer temizleyicilere göre kirpik dökme sayımda azımsanmayacak bir fark var. Kirpiklerimi yıpratmadığı kesin. Bu da asımsanacak bir özellik değil.


Hafiften başlayalım beğenmediğim özelliklerine. Kendileri buyurmuş ki ;

Mavi Kantaron özü ile zenginleştirilmiş formülü ile suya dayanıklı ekstra kalıcı maskarayı, göz makyajını ve kalıcı ruju bile ovalamaya gerek kalmadan etkili bir şekilde çıkarır.

Bu konuda maalesef katılamıyorum kendilerine. Ben gözlerimi fazla yıpratmamak adına önce bebe şampuanı ile hafiften temizlemeyi kolaylaştırıyorum. Allah'ın belası Max factor 24 saat false lash effect maskarasının bir katı için çekiliyor bu zülum bir kaç kat sürsem 1 ay çıkmaz herhalde. Neyse dediğim gibi bebe şampuanıyla büyük bir miktarını temizlediğim halde rimelimi çıkarmak için yine uğraşmak zorunda kalıyorum. Asla öyle pamuğu hafifçe kaydırdım hepsi çıktı diye bir olayı yok. Pamuğu kirpiklerimde biraz bekletip ovarak çıkartıyorum.

Diğer bir iddiası ise "yağlı bir kalıntı bırakmaz" . Peki bırakıyor mu ? Evet ama asla bir neutrogena kadar değil. Üzerinden bir pamuk bioderma sensibio h20 ile geçerek bunu tolere edebilirim.

Ürün malum çift fazlı napıyoruz kullanmadan önce iyice çalkalıyoruz. Fakat biz temizleyiciyi pamuğa dökene kadar yarattığımız tek faz anında eski haline dönüyor. İkinci fotoğrafımda göstermek istediğim şey arkasında ki yazanlar değil bu faz sıkıntısını göstermek idi. Ürünü çalkalayıp hemen fotoğrafını çektim gördüğünüz gibi hemen fazlar eski yerine geldi. Bu da demektir ki elinizi çok hızlı tutup ,ürünü pamuğa dökerken çok dikkat etmelisiniz. Pek çok kullanıcı ise ürünün fazlarının çok çabuk ayrıldığından dolayı temizleyici azaldıkça bir faz biterken diğer fazın diğeri kadar azalmaması. E hal böyle olunca ürünün etkinliği de azalıyor. Artılarını-eksilerini toplama vurduğumda ise çıkan sonuç "bızımle deyılsın " oluyor.

Hoşçakalın ...


17 Ocak 2014 Cuma

Down Under Naturel's Argan Oil Sıvı Saç Kremi

Bugünkü yazımızın konusu bloggerlar sayesinde satışlarında büyük patlama yaşayıp reklamcılığın dibine kadar hakkını vermiş bir firmanın ürünü olan sıvı saç kremi. Son ayların modası malumunuz argan. Şampuandan duş jeline kreminden maskesine kadar envai çeşit ürün yelpazesi var. Saçlarım ince telli ve oldukça uzun olduğu için çok çabuk dolaşıyor. Isıl işlem ya da boyalardan zarar görme gibi bir durumu olmadığı halde bazen saç kremi yeterli gelmez ekstra sıvı saç kremi kullanırdım. Gerçi saçımı kestirince bu olaydan büyük oradan kurtuldum. Yıllarca gliss'in sıvı saç kremlerini kullandım ve sonrasında bir değişiklik yapıp bu spreyi almaya karar verdim. Öncelikle kokusu oldukça yoğun parfüm sevmeyenler bu konuda hayal kırıklığına uğrayacak. Aslında bu ürünü saçımı kestirmeden önce kullansaydım daha sağlıklı bir yorum olurdu ama yine de yazacaklarım size aşağı yukarı bir fikir verecektir.

Çift fazlı bu ürünü kullanmadan önce iyice çalkalıyorsunuz. Saçımı taramayı kolaylaştırma konusunda bana oldukça yardımcı oldu. Eğer banyoda aman saç kremini sürüp kim bekleyecek dersem saçımı taramadan önce bu spreyi kullanıyorum.
Ürünün bir iddiası ise "Saç kırıklıklarını onarır ve besler" ifadesine ise katılmıyorum. Hiç bir ürünün de kırığı onardığını düşünmüyorum. En fazla görüntüsü onarılabilir. Kırıklardan kestirmeden kurtulmanız hele ki bir sıvı saç kremi sayesinde mümkün değil. Diğer bir iddiası "saç katikülüne etki ederek pürüzsüzleştirir". Bir kaç defa kuru saçımdaki elektriklenmeyi alması amacıyla kullandım ama hiç bir faydası olmadı.

Fakat bir özelliği var ki beni delirten o da sprey başlığı. Bu sıkıntı hem arganlısında hem de onarıcı sıvı saç kreminde de var. Sprey başlığın amacı ürünü eşit miktarda geniş bir alana yaymaktır. Ama bu başlık ürünü aşağı ve yukarı olmak üzere 2 hat şeklinde çıkarıyor. Fıskiye gibi düşünün.(fışkıyeyi kim kırdı :p ) Saçın bir bölümüne ürün haddinden fazla gelirken diğer bölümüne gelmiyor. Bu sebeple bir daha almayacağım bir ürün oldu. Gliss'in sıvı saç kremi ambalaj konusunda çok daha başarılı.

Hoşçakalın ...

16 Ocak 2014 Perşembe

Şelale Süngerli Oje Temizleyicisi


Selam eylül nasılsın,umarım iyisindir çünkü halen kendi kendine konuşuyorsun :) Her seferinde okunma durumumdan bahsetme sebebim bu blogun başkalarına faydalı olmasını istememden kaynaklanıyor. Ama halen aramalarda bloguma ulaşamıyorum,google görsellerde bulamıyorum. Ee bu işlerden pek anlamadığım düşünülürse ... Çok uzattım hemen başlıyorum :)

Oje sürmeyi seviyor ama kurumasını beklerken kazara bir yere çarpıp "tekrar sil sür" den sıkıldınız mı ? Üstelik ojeninizi silip düzeltirken diğer ojelerinizin de bozma riskinizi artırmış olmanızda cabası. İşte böyle durumların kurtarıcısı karşınızda Şelale süngerli aseton. Tabi bu ürünü bütün tırnaklarınızı silmek için de kullanabilirsiniz ama ben genelde s.o.s. durumlarda kullanıyorum. Çok pratik fiyatı da oldukça uygun. Gelelim ürünün kullanımına hemen diğer fotoğrafa göz atıyoruz.





Gördüğünüz gibi parmağınızı kavanozun içindeki süngere yerleştirip sağa sola çevirip ojenizi çıkarıyorsunuz. Şöyle düşünün bir dikdörtgen süngeri kavanoza yerleştiriyorsunuz silindir şeklini alıp ortası boş kalıyor. Burada yazar geometriden faydalanıyor :)
Eğer oje rengim açıksa bütün tırnaklarımdakileri çıkarmak için de kullanıyorum. Çünkü koyu renkli ojeler süngeri çok çabuk kirletip,kullanım süresini kısaltıyor. Bazen de yüzük parmağımdaki ojenin üstüne sim sürüyorum. Şimdi kim uğraşacak 10 dk. simlerle boğuşmaya deyip yine bu üründen faydalanıyorum. Ürünün tek sıkıntısı bilmiyorum belki benim ki öyledir parmağımı çevirirken sünger de parmağımla çevriliyor. Yani sünger kavanozun içinde küçük kaldığı için sabit kalamıyor. Eee hal böyle olunca parmağımı süngeri cam kısmına dayayarak temizliyorum. Anlamadığınız yer varsa sorabilirsiniz çocuklar,biraz karışık gelmiş olabilir :)

Sonuç itibari ile kullanımı pratik,fiyatı uygun ve acil durumlar için vazgeçilmez bir ürün benim için. Seyahat esnasında pamuğu ayrı asetonu ayrı taşımaktansa bunu yanıma almayı tercih ediyorum. Biraz daha hafif olsa fena olmazdı. Farklı markalarda da böyle ürünler mevcut. Bu kavanozun bir boy büyüğü daha var yanılmıyorsam. Bittikçe tekrar alacağım ürünlerden biri.

Hoşçakalın ...

15 Ocak 2014 Çarşamba

Biotene For Relief of Dry Mouth - Biotene Ağız Kuruluğu İçin Gargara

Selamlar,

Bugün bahsedeceğim ürün şimdiye kadar olan yazı rutinimin dışında, medikal ve sadece eczane&eczane sitelerinde satılan bir ürün.

Burun tıkanıklığımdan dolayı ağız kuruluğu problemi yaşıyorum. Ağız kuruluğuna bağlı olarak konuşurken rahatsızlık en beteri de ağız kokusu sıkıntısı çekiyorum :( Gerek ağız kokusu gerek vücut kokusu en imtina ettiğim durumlardan biri. Hele ki sosyal hayatta "aman karşımdakini rahatsız etmeyim" düşüncesiyle insan her duruşuna dikkat etmek zorunda kalıyor. Sakızlar ve şekerler kokuyu kısa süreli maskeleyip bazen ter üzerine sıkılan parfüm misali daha da beter kokmasına sebep oluyor. Veyahut naneli şeker var ağzımda nefesim ferah kokuyor sanırken aksine daha da ağır bir koku oluşabiliyor. Bu yazdıklarım pek çoğunuz için iğrenç gelse de benimle aynı sıkıntıyı yaşayanlar beni çok iyi anlıyordur.


Peki biotene bu ürünle ilgili neler vaat etmiş ;

Biotene Ağız Çalkalama Suyu ; diyabet, çeşitli ilaç kullanımı, radyasyon terapisi, stres/depresyon, sjöngen sendromu gibi durumlarda da ortaya çıkabilecek ağız kuruluğunda faydalıdır.
  • -Alkol içermez
  • -Yanma hissi olmadan ferahlatır
  • -Ağız kokusuna karşı koruma sağlar
  • -Üçlü Enzim Sistemi içerir.
  • Nasıl Kullanılır?   Özellikle ağız kuruluğu hissettiğiniz anda bir çorba kaşığı kadar alın ve ağız içerisinde 30 sn.kadar çalkalayıp tükürün.






Gelelim benim kullanıcı yorumuma. Öncelikle gargaranın kullanım süresi 3 ay. Standart gargaralara göre daha kısa bir süre. İçinde -fotoğrafta göreceğiniz üzere- süt ve yumurta akından elde edilmiş bileşikler var biraz da bu sebeple kullanım ömrünün kısa olduğunu düşünüyorum. Benim özellikle dişimi fırçaladıktan sonra da müthiş bir kuruluk oluşuyor. Dişimi fırçalayıp ,diş  ipiyle ince temizlik yaptıktan sonra bu ürünü kullandım genelde. Ama maalesef kuruluğun azalması namına ben de bir etki sağlamadı. Açıkçası çok da inanmış ve ümit bağlamıştım ürünün vaatlerine. Koca bir hayal kırıklığı yaşadım kullanım sonrası. 15 lira civarında bir ücret ödemiştim. İşe yarasa 35 lira da olsa içim acımadan alırdım. Sonuçta ağız kokusu bu rezalet bir kaygı yaşatıyor.

Kısaca toparlarsak ağız kuruluğuna özel tasarlanmış bu ürün bende başarısız oldu. Bu arada ağız kuruluğu çeken arkadaşlara kesinlikle alkol içeren gargara ve ağız spreylerinden uzak durmasını öneriyorum. Bu konuyla ilgili daha geniş bir yazı yazabilirim daha sonra. Bloguma yazılarımla ilgili yorum bırakmaktan ve soru sormaktan çekinmeyin.

Hoşçakalın ...

Superdrug Mud Therapy Derinlemesine Temizleyen Kil Maskesi






Birazdan bahsedeceğim ürünü uygularken yazıyorum bu satırları. Türkiye'de sadece Watsons'da bulabileceğiniz bu ürün uygulamada pratik fakat sonuçları açısından pek tatmin edici değil. Bu maskenin bir kaç çeşidi var içindekiler aynı ama esansları farklı.



Öncelikle kıvamından bahsedecek olursak elimde gördüğünüz üzere oldukça koyu. Bu sebeple az bir miktar işinizi görüyor ve böylece kullanım olarak sizi uzun zaman götürüyor. Tüm cildinize (tabi ki ağız ve göz çevrenizden kaçınıyorsunuz her peeling ve maskedeki gibi ) ürünü ince bir kalınlıkta uyguluyorsunuz. Çok kalın sürmeyin çünkü arındırması zor bir ürün. 10-15 dk. sonra yıkıyorsunuz ve öncesinden hiç farkı olmayan bir ciltle karşılaşıyorsunuz. Yani sistem bende o şekilde işledi :)







Ben banyodan sonra haftada 1 veya 2 kez uyguluyorum. Maksat aa ben cildime maskemi uyguluyorum vicdani rahatlığını sağlamak :)
Ama her ürün herkeste aynı etkiyi vermiyor malumunuz. Bu ürünü oldukça beğenen kullanıcılar da mevcut. Benim için nötr bir ürün oldu ne faydasını ne zararını gördüm.Bu maskeyi uyguladıktan sonra tonik ardından güzel bir nemlendirici ile bakım rutininizi tamamlayabilirsiniz.

Hoşçakalın ...

12 Ocak 2014 Pazar

Rimmel London Salon Pro Kate 237 Soul Session

Puslu bir pazar gününden herkese merhaba. Bu fotoğrafı blogdan önce ellerimdeki duruşunu beğendiğim için çekmiştim. Bu oje bana hediye olarak gelen hatta ilk gördüğümde bu nasıl bir renk çok boz ve solgun deyip bir köşeye attığım bir üründü. Fakat kullanmaya başladıkça çok sevdim. Annem hep ojelerime ortakçıdır ve genelde beğenmez. Fakat bu sefer o bile beğendi. O bile diyorum çünkü ojelerin kalma süresi 1 günden pek fazla olmuyor ev işleri dolayısıyla. Sırf dayanıklılığı bile takdir edilesi.

Bu oje kalıcılığı ve sürüş kolaylığı ile beğenimi kazandı. Renk olarak ise nötre yakın bir renk bu sebeple ne sürsem diye düşündüğümde elime ilk gelen ürünlerden biri oluyor. Beyaz ve buğday tenliyseniz elinize oldukça yakışacaktır.

Essence ve rimmel london sayesinde artık geniş fırçaları sever diğer normal fırçaları beğenmez oldum. Rimmel london ürünlerinin sadece watsons'da satılması büyük bir eksi aslında. Çünkü bana en yakın şubesi iki vasıta bu sebeple watsons çok nadir uğradığım yerlerden biri. İzmir'de ki mağaza sayısı da oldukça az. Serinin diğer renklerini almayı planlasam da her gidişimde saçma sapan kalmış renkler oluyor. Yakın zamanda yeni bir watsons çıkarması yapma planım var umuyorum bu sefer daha kullanışlı renkler bulabilirim.

Hoşçakalın ...




11 Ocak 2014 Cumartesi

Neutrogena Lip Moisturizer Spf 15 - Neutrogena Dudak Nemlendiricisi

 Blogumun ilk defa birine ulaşması şerefine günün 2.yazısını yazıyorum. Kışın unisex olarak en çok kullandığımız ürünlerden biri de dudak nemlendiricisidir. Bu ürün uzun zamandır duruyordu bende. Hatta annemin 2 heveslenip 3.gün kenara attığı ürün olarak ben başladım kullanmaya ve nihayet sağdaki resimden de görüldüğü üzere bitmesine ramak kaldı. Ürünün ambalajı da değişti bu arada. Neyse sonuç itibariyle memnun kalmadığım ürünlerden biri oldu bu nemlendirici. Yeni serisi de aynı mıdır bilmiyorum ama yapısı vazelin gibi dudak üzerinde tabaka şeklinde kalıyor ve dudaklara etkin bir nem vermiyor. Döner mekanizması çok çabuk bozuldu ürün çıkıyor ama tekrar içine çökmüyor :) Garip bir ifade fakat sanıyorum ki anladınız. Her seferinde fiziksel bir itme kuvveti uyguluyorum kendisine ki ürünü fotoğrafladıktan sonra bir daha içine girmeyecek şekilde kendileri error verdi :/ Tek iyi özelliği spf li bir nemlendirici olması ama maalesef bu ürünü kullanmaya yetecek kadar bir sebep olmuyor. Yakın zamanda çöpteki yerine alacak olmasına sevinsem de benim açımdan son derece amaçsız bir ürün oldu. İşe yaramadıktan sonra ürün bitirmek garip bir durum ama vicdan muhasebesi yapma konusunda yararlı oluyor :) Kavanozlu balmları sevmeyen biri olarak bir sonraki stick nemlendirici konusunda yardımcı olursanız sevinirim.
Hoşçakalın ...

Rival de Loop Hydro Feuchtigkeitsarme Haut - Rival de Loop Hydro Göz Kremi



2014'ün ilk yazısından merhaba.

Krem ambalajının tipi içi kusura bakmayın. Önceden ambalajları kesmek gibi bir alışkanlığım yoktu bloglar sayesinde ben de başladım :) Ama iyi ki kesmişim içinden 1 aylık daha krem çıktı. Bu krem benim ilk göz kremim. Cildim karma olmasına rağmen göz altlarım biraz kuru. Bunu Rossmann'a ilk gidişimde bir satış görevlisi önermişti. Açıkçası ben pek çok kişinin aksine bu kremden memnun kalmadım. Kıvamı çok sıvı. Göz çevrem kuruluktan ölmüyor olmasına rağmen verdiği etkiyi sevmedim. Ben göz kremlerinde kıvamı arayan tiplerdenim. Bu bitmeden zaten başka bir göz kremi aldım aynı zamanda onu da kullanıyorum. O da daha sonraki yazılarımın konusu olacak. Son 1-2 kullanımım kaldı çok şükür kurtuluyorum. Bir daha 2 lira bile olsa almayacağım bir ürün oldu benim için. Göz çevresi için ince losyon şeklinde ürün arayanlara tavsiye ediyorum. Ben kendisine "bızımla deyılsın " deyip, görüşmemek üzere hoşçakal diyorum.