Yıllar yıllar önce temiz kalpli bir kız kalbi kadar temiz bir sayfayı bilgisayarının tuşlarını yavaş yavaş basarak, sek sek dizerek bade düzerekten deneyimlerini yazardı. Kendi çalar kendi söylerdi. Göz attım da şaka maka halen "blog mu kaldı ya artık" derken gariban blogum her gün ziyaret ediliyor.
Ben de cildimdeki kaşıntı, kızarıklık, aşırı kurulukta ilk başta kortizonlu kremlerden medet umdum. Sonra La Roche Posay Kerium ds kullandım o da fena değildi. Özellikle de kokusu harikaydı değişmesiyse...
Özellikle duştan çıktıktan sonra kaşlarım delicesine kaşınıyordu. Alnım falan fiyuu. Bu krem sayesinde o kadar azaldı ki çok şükür, hemen popomu kaşıyorum (Bu bilgiyi de bilmeniz gerekiyor tabi, çok mühim popom)
Malum ekonomik olarak zor zamanlardan geçiyoruz. Bir instagram sayfası açtım böyle indirim haberleri paylaşan. Bak böyle Trendyol linki hoplatayım, bızıdık firmasının zayıflama çaylarını tanıtıp hoppüdük markasının kremlerini süreyim de bir hayalim de yok motherını satayım hikayelere bakıp paylaşımlara beğeni, yorum atmıyor kerkenezler. Canım kendim deyip beğeni mi atayım paylaşımıma ey zalimeyler!
Velhasıl bazı şeyleri kabullenmek lazım ki benim makus kaderim böyle boşluğa doğru halka sesleniş yapmak.
Boş yapma konuya gir diyerek okuyorsun belki ama yaparım blog benim, tuş benim, krem benim, seboreik dermatit benim, dertler benim çile benim mutluluk da benim olsaydı keşke.
Eyyy seboreik dermatit sen kimsin ya ???
Sen mi büyüksün ben mi?
Tabi ki sen :')
Fi tarihinde o zaman böyle instagram falan yok. Youtube'da video çeken bir avuç Türk var kozmetik konusunda bir hatun diyor ki "cildim o kadar kuru ki su bile yüzümü acıtıyor, Bioderma Sensibio H2O cildimi acıtmıyor, iyi geliyor". Şimdi gerçek oldlar bilir ki o zaman Youtube'da kuru ciltli olmak nedense bu camia tarafından havalı bir şey olarak görülüyordu. Onlar aşırı beyaz tenleri ve kuru ciltleri vardı öyle ki 1 saatlik yurtiçi uçuşta bile cilt kuruyordu, çantadan çıkan kremlerle şlap diye yüze nem basıyordu.
Neyse ya dedim nasıl da atıyor cildinde yanık yoksa ve su da sıcak değilse su cilde nasıl acı verebilir?
Allah tarafından kendimi duvarlara da çarpsam, yerlerde sürünerek de ağlasam yalvarmalarım, dualarım duyulmazken böyle zıt konuşmalarımda evrenden anında " Ne dedin sen? Ne dedin sen?" tokatı gecikmiyor.
Evet bildiğimiz çeşme suyuyla yüzünüze yıkarken cildiniz acı içinde kalabiliyormuş. Test ettim onayladım.
Seboreik dermatitte ağız kenarlarım o kadar kurudu ki en sonunda için için kanadı resmen cilt. Su değdiğinde acı çekerken Bioderma ile cildimi temizlediğimde hiç bir acı sensörüm çalışmadı.
Seboreik dermatit vücutta saç, koltuk altı, yüz, kasık gibi bölgelerde kaşıntı, kızarıklık, yara şeklinde vuku bulan haysiyetsiz bir hastalık. Egzamanın bir çeşidi. Özellikle cildin yağlı kısımlarda bulunan bu meymenetsizin sebep sonuç ilişkisi için pek az şey söylenir.
Bilinen tedavisi de yok.
Bugünkü konumuzda yüz üzerinden ilerleyeceğim.
Seboreikte tamamen iyileşme tanrının çok sevdiği bi kulu değilseniz mümkün değil.
Zaman zaman coşan zaman zaman da sinsice pusuda bekleyen bir şey bu s.d.
En büyük sebebi "STRES". Yani bu ülkede stressiz bir yaşam ne kadar olası size bırakıyorum.
Atak döneminde en çabuk sonuç alacağınız kremler ise kortizonlu olanlar. Fakat burada da başka bir etmen otaya çıkıyor. Kortizon cildi incelten, derinin çok çabuk alışıp bir daha tepki vermemesine sebep olan bir madde. Kullandığınız sürede cilt konforunuz yükselir ama kestiğiniz zaman aynı kaşıntı, döküntü, kızarıklık yeniden dönebilir. Cilt inceldiği için güneşe karşı toleransını yitirir, damarlar görünmeye başlar.
Yüz bölgesinde kaşlar döküntünün en yoğun olduğu yerlerden biridir. Deri dökülürken kaşları da kendine eşlikçi eder. Saçların yüzle birleştiği noktalar yine pullanmanın en yoğun olduğu yerlerden biridir.
Seboreik dermatitte çözümler kişisel yönde ilerler. Yani bazıları beslenmesinde değişim yaparak bu sorundan büyük ölçüde kurtulabildiğini söyler. Bazısına a marka krem iyi gelirken diğerinde hiçbir etki göstermez.
Ayy o kadar çok şeyden yazdım ki halen markaya gelemedim ama araştıranlara da biraz bilgi aktarmak istedim.
Kokunun pek tabi egzamamızla alakası yok. Sonra da tesadüfen bir eczanede Ducray'ın Kelual ds krem+ şampuan setine rastlayınca bir de bunu deneyeyim diyerek aldım.
Özellikle duştan çıktıktan sonra kaşlarım delicesine kaşınıyordu. Alnım falan fiyuu. Bu krem sayesinde o kadar azaldı ki çok şükür, hemen popomu kaşıyorum (Bu bilgiyi de bilmeniz gerekiyor tabi, çok mühim popom)
Kutusunda kullanma önerisi olarak 2 hafta boyunca günde iki daha sonra da haftada 2 defa kullanmanız yazıyor. İnce bir ucu var elimi hiç değdirmeden kaşlarıma, saçın başladığı bölge ve en son da yüzümün tamamına uyguluyorum ve eski halimi düşündükçe her seboreik dermatitli kaderdaşıma bu kremi önermeden edemiyorum.
Bu serinin şampuanı mesela ben de hiç etkili olmadı ama beğenenleri de mevcut. Bir dikkat edilmesi gerekeb husus da s.d. için kullandığımız ürünlerde zaman zaman değişime gitmeliyiz. Daha önce belirttiğim gibi iyi gelen ürünler kortizonlu olsun olmasın cildin alıştığı noktada ayvayı yedin. Eski düzelmeyi ürünün önünde diz çöküp tövbe etsen yine alamıyorsun.
